Göz hastalıkları ile ilgili doğru bilinen yanlışlar
YANLIŞ: Göz tansiyonu gözlerde ağrı yapar!
DOĞRU: Bir kaç farklı tipi olan glokom hastalığı ya da halk arasında bilinen adı ile göz tansiyonu, çok az bulgu veren sinsi bir hastalıktır. Genellikle göz doktorları tarafından rutin muayene esnasında şüphelenilerek yapılan tetkiklerde ortaya konur. Özellikle çevresel görme daralması yapacağından görme azlığı hasta tarafından fark edilmez. Bu sebeple özellikle ailesinde glokom hastalığı bulunan kişiler, yüksek kırma kusuru olan bireyler ve şeker hastalığı, kalp-damar rahatsızlıkları olan kişilerin yılda bir kez glokom açısından değerlendirilmeleri gerekmektedir.
YANLIŞ: Çocukların güneş gözlüğü takmasına gerek yoktur!
DOĞRU: Ultraviyole ve mavi ışık adı verilen yüksek enerjili görünür ışınlar bebeklikten yaşlılığa her bireyin göz sağlığı açısından tehlike arz eder. Bu tür zararlı ışınlar katarakttan makula (sarı leke) dejenerasyonlarına pek çok hastalığa sebep olabilmektedir. Çocuk gözünün doğal merceği, daha saydam oluşu sebebi ile erişkinlik çağına göre UV ışığın daha az miktarını bloke eder. Bu sebeple görmemizi sağlayan sinir tabakası olan retinaya ulaşan ışık miktarı erişkinlere göre daha fazladır. Tüm bu faktörlere ek olarak çocukluk çağında bireylerin dış ortamda geçirdiği zamanın pek çok erişkinden fazla olduğu da göz önüne alınırsa, çocuklarımızın gözünü güneşten korumanın ne denli önemli olduğu anlaşılacaktır.
YANLIŞ: Gözler yorulduğunda dinlendirici gözlük kullanmak gerekir!
DOĞRU: Tıbbi olarak dinlendirici gözlük diye bir kavram yoktur. Bu, genellikle halk arasında düşük numaralı gözlüklere verilen bir isimdir. Ancak gözlük takması gerekli olan bir hastaya doğru muayene ile verilmiş bir gözlüğün hastalarda ense, şakak ve göz ağrılarının önüne geçerek yaşam konforunu arttıracağı da ortadadır. Burada önemli olan husus, gözlüğün kırma kusuru veya kayma vb. problemleri olan kişilere doğru muayene sonrası verilmesidir.
YANLIŞ: Göz kuruluğu yaşayan kişiler ağlayamaz, gözde sulanma olmaz!
DOĞRU: Gözyaşımızın üretimi refleks ve bazal üretim dediğimiz iki yöntemle olmaktadır. Her ikisinin yapıldığı yer gözde birbirinden farklıdır. Göz kuruluğuna sebep olabilecek hastalıkların bir kısmı göz yaşı üretiminin yetersiz olması sebebi ile ortaya çıkarken, bir kısmı ise üretimin normal olması ancak göz yaşının hızlı buharlaşması ile ilişkilidir. Tüm bu faktörler göz önüne alındığında, göz kuruluğu yaşayan insanların da ağlayabileceği, zaman zaman gözlerinde sulanma olacağı anlaşılabilmektedir.
YANLIŞ: Bebeklerde gözde sulanma normaldir ve tedavisine gerek yoktur!
DOĞRU: Doğduğu andan itibaren gözde sulanma yaşayan bebeklerde en sık karşılaştığımız sebep gözyaşı kanallarının tıkanıklığıdır. Tedavisinde ılık pansuman ve kanal açıcı masajın günlük olarak yapılması ve gerekli görülen durumlarda damla şeklindeki antibiyotik formlarının kullanılması gerekebilmektedir. En önemli nokta doğumdan sonra görülen sulanmanın gözyaşı kanalı tıkanıklığına mı yoksa nadir görülen başka doğumsal/edinsel göz hastalıklarına mı bağlı olduğunun ivedilikle ortaya konmasıdır. Bu sebeple gözlerinde sulanma olan bebeklerin göz doktorunca vakit kaybedilmeden muayenesi gerekmektedir.